Selülit, özellikle kadınların karşılaştığı estetik bir cilt sorunu olmakla birlikte, deri altı yağ dokusunun düzensiz dağılımıyla karakterize edilir. Bu durum, lipodistrofi, dermal fibrozis ve mikro dolaşım bozuklukları gibi fizyopatolojik süreçlerin sonucunda gelişir. Bitkisel tedavi seçenekleri arasında yer alan Rosmarinus officinalis yağı yani biberiye yağı, içerdiği aktif bileşenler sayesinde selülit görünümünün azaltılmasında potansiyel bir rol oynayabilir.
Biberiye yağı, cineol, α-pinen ve rosmarinik asit gibi fitokimyasal bileşenler içerir. Bu maddeler, lenfatik drenajı artırıcı, mikrosirkülasyonu destekleyici ve lipoliz üzerinde uyarıcı etkiler gösterebilir. Ayrıca, antioksidan özellikleri sayesinde serbest radikallerin yol açtığı oksidatif stres azaltılarak bağ dokusu stabilitesi korunabilir.
Biberiye yağı, taşıyıcı yağlar ile seyreltilerek topikal olarak uygulandığında, cilt bariyerini geçerek dermise ulaşabilir. Transdermal absorbsiyon yoluyla aktif bileşenlerin hedef dokuya ulaşması, tedavi etkinliğini artırabilir. Özellikle masajla birlikte kullanıldığında, biberiye yağı hem dolaşımı hızlandırır hem de lenf drenajını destekleyerek ödemin azalmasına katkıda bulunabilir.
Greenext olarak, Rosmarinus officinalis ekstresini sürdürülebilir kaynaklardan elde eder, içeriklerimizi ISO ve GMP standartlarında işleriz. Biberiye yağı bazlı ürün formülasyonlarımız, saf ve yüksek oranda etken madde içerecek şekilde tasarlanır. Böylece cilt ile uyumlu ve etkin sonuçlar hedeflenir.
Bilimsel veriler, biberiye yağının selülit görünümünü azaltma potansiyelini desteklemektedir. Anti-inflamatuar, mikrosirkülasyonu artırıcı ve lipolitik etkileri sayesinde, doğal ve destekleyici bir tedavi yaklaşımı sunabilir. Greenext ürünleriyle, doğadan gelen gücü klinik bakış açısıyla buluşturuyoruz.
Hayır, mutlaka taşıyıcı bir yağ (örneğin jojoba veya badem yağı) ile seyreltilerek kullanılmalıdır. Aksi halde ciltte irritasyon oluşturabilir.
Haftada 3–4 kez düzenli olarak masaj şeklinde uygulanması önerilir. En iyi sonuçlar için en az 6-8 hafta kullanım gerekir.
Hayvan ve in vitro çalışmalarda olumlu sonuçlar elde edilmiştir. İnsan klinik çalışmaları ise halen sınırlıdır fakat umut verici veriler mevcuttur.